Sperm testi, erkeklerin üreme sağlığını değerlendirmek için yapılan en temel laboratuvar incelemelerinden biridir. Tıpta “spermiogram” veya “semen analizi” olarak da adlandırılan bu test, erkekten alınan semen örneğindeki sperm sayısı, hareketliliği, morfolojisi (şekil yapısı) ve diğer parametreleri inceler.
Sperm testi, genellikle çocuk sahibi olamayan çiftlerde ilk başvurulan yöntemlerden biridir; çünkü infertilite (kısırlık) vakalarının yaklaşık yarısında sorun erkek kaynaklı olabilmektedir. Bu nedenle, testi yaptırmak hem tanı hem de tedavi süreci açısından son derece önemlidir.
Sperm Testinin Amacı
Sperm testinin temel amacı, erkeğin üreme potansiyelini belirlemektir. Test, sadece sperm sayısına bakmakla kalmaz; aynı zamanda spermlerin ne kadar sağlıklı, hareketli ve normal şekilli olduğunu da değerlendirir. Bunlara ek olarak, semen sıvısının hacmi, pH değeri, sıvılaşma süresi ve lökosit (beyaz kan hücresi) varlığı gibi faktörler de incelenir.
Sperm testi şu durumlarda istenebilir:
- Çocuk sahibi olamayan çiftlerde erkek kaynaklı sorunların araştırılması
- Varikosel, hormonal dengesizlik veya enfeksiyon gibi üreme sistemi problemlerinin değerlendirilmesi
- Vazektomi sonrası sperm bulunup bulunmadığının kontrol edilmesi
- Testis travması veya cerrahi müdahale sonrası sperm üretiminin izlenmesi
Test Öncesi Hazırlık
Sperm testi öncesinde bazı kurallara dikkat edilmesi gerekir. Bu kurallar, testin doğruluğunu artırır ve hatalı sonuçların önüne geçer.
- Cinsel perhiz süresi: Testten önce 2 ila 7 gün arasında cinsel ilişkiye girilmemesi önerilir. Daha kısa süreli perhiz sperm sayısını azaltabilir, daha uzun süreli perhiz ise sperm hareketliliğini olumsuz etkileyebilir.
- Alkol, sigara ve uyuşturucu kullanımı: Bu maddeler sperm kalitesini düşürür. Testten birkaç gün önce bu maddelerin tüketilmemesi tavsiye edilir.
- Ateşli hastalık ve stres: Yüksek ateş, vücuttaki sperm üretimini geçici olarak etkileyebilir. Bu nedenle test, ateşli bir hastalık geçirdikten en az iki hafta sonra yapılmalıdır.
- İlaç kullanımı: Bazı ilaçlar sperm üretimini veya kalitesini etkileyebilir. Bu nedenle kullanılan ilaçlar doktora bildirilmelidir.
Sperm Örneği Nasıl Alınır?
Sperm testi için örnek genellikle laboratuvar ortamında alınır. Bu, hem örneğin tazeliğini hem de kontaminasyona (yabancı madde bulaşmasına) karşı koruma sağlar.
Mastürbasyon yöntemi:
En yaygın örnek alma yöntemi mastürbasyondur. Bu işlem özel olarak ayrılmış, hijyenik ve mahremiyetin sağlandığı bir odada yapılır. Ejakülat (meni) steril bir kaba boşaltılır. Kap kesinlikle kayganlaştırıcı, sabun veya su içermemelidir, çünkü bu maddeler sperm hücrelerine zarar verebilir.
Evde örnek verme:
Bazı durumlarda kişi örneği evde de verebilir. Ancak bu durumda örnek 30–60 dakika içinde laboratuvara ulaştırılmalıdır. Sperm oda sıcaklığında taşınmalı, soğuk veya sıcak ortama maruz bırakılmamalıdır. Ayrıca örneğin alındığı saat mutlaka belirtilmelidir.
Kondom yöntemi:
Cinsel ilişki sırasında özel, sperm dostu tıbbi kondomlar kullanılarak da örnek alınabilir. Ancak bu yöntem daha az tercih edilir, çünkü örneğin tamamı kondoma geçmeyebilir.
Laboratuvar İncelemesi
Laboratuvara ulaştırılan örnek, belirli standartlara göre incelenir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sperm analizi için belirli referans değerler belirlemiştir. Test genellikle şu parametreleri kapsar:
1. Hacim:
Normal semen hacmi 1,5 ila 6 mililitre arasındadır. Daha az hacim, ejakülasyon kanallarında tıkanıklık veya prostat bezinde sorun olabileceğini gösterebilir.
2. pH değeri:
Semenin pH değeri genellikle 7,2 ile 8,0 arasındadır. Düşük pH asidik bir ortamı, yüksek pH ise enfeksiyonu gösterebilir.
3. Sperm sayısı:
Bir mililitrede 15 milyonun üzerinde sperm bulunması normal kabul edilir. Daha düşük değerler “oligozoospermi” olarak adlandırılır.
4. Hareketlilik (motilite):
Spermlerin en az %40’ının hareketli olması beklenir. Hareketlilik düşükse, bu duruma “astenozoospermi” denir.
5. Morfoloji (şekil yapısı):
Spermlerin en az %4’ünün normal şekilli olması gerekir. Anormal baş, gövde veya kuyruk yapısı döllenme şansını azaltır.
6. Canlılık:
Spermlerin %58’inden fazlasının canlı olması beklenir. Düşük canlılık “nekrozoospermi” olarak tanımlanır.
7. Lökosit varlığı:
Semen içinde fazla beyaz kan hücresi bulunması, enfeksiyon belirtisi olabilir.
Test Sonuçlarının Değerlendirilmesi
Sperm testi sonuçları, sadece sayısal verilere bakılarak değerlendirilmez. Ürolog veya androloji uzmanı, sonuçları hastanın tıbbi geçmişi, yaşam tarzı ve diğer tetkiklerle birlikte yorumlar.
Bir test sonucu tek başına kesin tanı koydurmaz. Çünkü sperm üretimi 72 günlük bir süreçtir ve bu süre boyunca stres, hastalık, beslenme gibi etkenler sonucu etkileyebilir. Bu nedenle genellikle en az iki farklı sperm testi, 2 ila 3 hafta arayla yapılır.
Eğer sperm sayısı veya kalitesi düşük çıkarsa, doktor şu ek testleri isteyebilir:
- Hormon testleri: Testosteron, FSH, LH gibi hormon seviyeleri incelenir.
- Genetik testler: Y kromozomu mikrodelesyonu veya kromozomal bozukluklar araştırılır.
- Ultrasonografi: Testislerde varikosel veya tıkanıklık olup olmadığına bakılır.
- Antisperm antikor testi: Vücudun sperm hücrelerine karşı bağışıklık tepkisi oluşturup oluşturmadığı kontrol edilir.
Sperm Kalitesini Artırma Yolları
Test sonuçları olumsuz çıkarsa moral bozmamak gerekir. Sperm kalitesi, yaşam tarzı değişiklikleriyle önemli ölçüde iyileştirilebilir.
- Dengeli beslenme: C vitamini, çinko, E vitamini ve selenyum açısından zengin besinler sperm sağlığını destekler.
- Sigara ve alkolü bırakmak: Bu maddeler sperm DNA’sına zarar verir.
- Egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite testosteron seviyesini artırır.
- Sıcak ortamlardan kaçınma: Hamam, sauna veya dar iç çamaşırları testis sıcaklığını yükselterek sperm üretimini azaltabilir.
- Stresten uzak durmak: Kronik stres hormon dengesini bozarak sperm üretimini olumsuz etkiler.
Sperm testi, erkek üreme sağlığını değerlendirmede en güvenilir yöntemlerden biridir. Doğru şekilde yapıldığında, kısırlık nedenlerinin belirlenmesine büyük katkı sağlar. Test öncesi hazırlığa dikkat etmek, örneği doğru şekilde vermek ve sonuçları uzman bir hekimle değerlendirmek sürecin en önemli aşamalarıdır.
Op.Dr. Taner ÇAVUMİRZA
ÜROLOJİ/ ANDROLOJİ UZMANI